Adamın biri birgün şehir dışında yolda kalmış.Saat gecenin 2siymiş ve arabaların nadir geçtiği ıssız bir yolmuş burası.Kış mevsimi olduğundan aşırı derece soğuk,fırtınalı,kar yağışlı ve bir metre ötenin bile görünemeyeceği kadar sis hakimmiş.Adam saatlerce yürüdükten sonra yanından yavaşça bir arabanın geçtiğini farketmiş ve bu işkenceye bir son vermek için koşarak arabanın ön kapısından içeri girmiş.Kafasını sola çevirmiş,(Gözlerine inanamamış)şoför koltuğunda kimse yokmuş.Tam bunun şokunu yaşarken ileride bir uçurumun belirdiğini farketmiş ve korkudan ne yapacağını şaşırmış son duasını etmeye başlamış.Bir de bakmışki direksiyonda sadece bir el var ve direksiyonu çeviriyor.Adam bu kadarına da dayanamıyarak arabadan dışarıya atlayarak hızla hiç bilmediği bir yöne doğru koşmaya başlamış ve ağaçların arasında olduğunu farkettiği küçük bir kahveye sığınmış.Bir çay içip kendine geldikten sonra kahvedekilere başından geçenleri anlatmış.Kahvedekileride bir korku sarmış ve kimseden çıt çıkmıyormuş.Derken birden kahvenin kapısı açılmış içeriye iri yapılı,yorgunluktan perişan olmuş,üstübaşı yırtılmış,kanter içinde kalmış iki adam girmiş.herkes hiç ses çıkarmadan onlara bakarken;adamlardan biri yanındakine hitaben ( göz işaretiyle bizimkini göstererek) :"Lan Osman,şurda oturan adam biz arabayı itmeye çalışırken içine oturan şerefsiz değil mi lan."
...:::FOR€V€RFORUM:::...